18 Eylül 2012 Salı

İki tür insan vardır diye indirgeyemeyiz, kaybeden vardır ve kaybetmeyen.. Ve kaybedemeyen. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan. Acınası.

26 Ağustos 2012 Pazar

Bazı şarkılar hiç bitmez

Kafanın içinde sürekli bağıran bir seks sahnesi vardır.
Olmuş ya da olacak en güzel birleşme anıdır ilki..
Kadında vücudunu olabildiğince az gösterme telaşı vardır, erkekteyse bir vücut tatmanın doyumsuzluğunu bu seferlik giderme mutluluğu.
Tadına varmaktan çok tadına bakmaktır; orgazm değil bedeninin bakir(e) ismini taşımasından sıkılan ruhun isyanıdır.
Hayal edileni yaşamamın hayal kırıklığı, daha önce hiç tatmadığın bir şeyi bu kadar güzel hayal edebilmenin şaşkınlığı yanında cılız kalır.
Sonraki hayallerde bazı kareler gerçek olur. Erkek kimisinin dudaklarını sever, bacaklarını ya da göğüslerini.. Kadınsa o "kimisi" içinde olduğunu bilmeden açar vücudunu. 
Öncesinde hayalini kurmaz bazıları, hayalinden daha güzel olacağını düşünür. O yüzden kısıtlıdır mutlulukları. İlahlaştırma böyle başlar.

Tam olarak bu şarkı böyle bir şey.

"İlk yazı" gerginliğini atlatmak

Her yeni bloggerın başına gelen şeyi yapıp, izleyicisiz ve kendi kendine konuşarak geçen ilk birkaç yazının burukluğuyla başlıyorum ben de.
Kendimi eksiksiz hissettiğim tek yer blogumun olduğu yerdi, sonra büyüdüm. Korkusuz olana hiçbir şey olmadığını gördüğüm süreci tamamlayıp, korkağın beni gördüğünde aynı farkındalığa erişmesine sebep olacak insan oldum.
Yeniden hoş buldum.